3.5.10

İlk “Bahar”ın sonu!

1 Mayıs ile başlayan bir son.

Bu yıl, Bahar’ın nefesi bir başka üfledi.
Yumurta üzerinde avlanan keklik gibi hissediyorum.
Renkler, kokular, fısıltılar, nağmeler, şiirler, umutlar...
büyülü lensini gözlerime, hangi tempoda yapıştırdığını anlamayacak kadar saf iken…

Ey sevgili, (diyesi geliyor insanın)
Birkaç cümleye ve kısa zamana sığdırılamayacak kadar, içi dolu, ateş tutamaklı cümlelerle "bir şarkı" eşliğinde.... bir bahar geçmek üzere! diyesi geliyor...

Bahar’ın son’u 1 Mayıs emekçi bayramı olarak kutlanırken,
éLLa demiş ki, "1 mayis mi o da ne. iscisin sen isci kal ..
isci bayraminda bile isciler calisiyor, patronlar tatil oluyor.. o ates coktan sönmus bile. sen yine de yellemeye devam et.."
Ardından
Taciz
ve tecavüz eylemlerini duyduğumda, birkaç yazıdır sözünü ettiğim, bahar yansımaları olan sevda aşk, sevme-sevişme gibi insani duygulara kuşkuyla bakmaya zorlanıyorum!

Evet, Bu yıl, Bahar’ın nefesi bir başka üfledi. Ama yellemeye devam etmek “ahmaklıktır diyor ella
Sıcaklar bastırıyor, artık yellemeyeceğiz yananlar saman alevi gibi ya için için yanacak, ya da kendi içinde sönecek.

30.4.10

öpüşmek>sevişmek



"Bahar sevdası"

Edibe Özlem Birsöz yazarlığa ilk adımını atmak üzere.

"Bir gün aşk kitabını yazacak", demiştim'in" şımarıklığı ve gururu... "buradaki "Sevgi Dağarcığımdakiler" başlığının 9. sırasında ve yıl 2007. Bir de Facebook yorumumda yazmıştım yazarlık sinyalini Sevgili edi'ye. Zaman ve kışkırtmaların zoru değildi elbette bu. Edibe’nin doğasının derinliklerinden fışkırdığını, Edibe’nin can Arkadaşlarından Ahmet Nesin’den (belki) önce keşfetmiştim:)

Edibe ile (bloglarımızda), "aşk ve sevgi" üzerine "edebi" yazışmaların keyfine doyum olmazdı. Hemen bütün yazışmaları arşivimin onur köşesinde saklamaktayım.
Edibe bu başlıktaki kitabı yaşayarak, hissederek, çözümleyerek, dik durarak yazan, "mutfak yazarlığı" farkıyla bir adım önde gittiğini düşünüyorum.
Edibe Birsöz, yazarlıktan öte bir tiyatro oyuncusu, Müzisyen, akademisyen… ve....

Nazım Hikmet'in Tahir ile Zühre aşkı Edibe'nin "karşılıksız aşk" tezinin referansıydı sanki.

Öpüşmek Sevişmek üzerine bir yorumda şöyle dediğimi hatırlıyorum bir yazı altına:

"Sevişmek"
aşkın, değiştirilmesi teklif bile edilemez temel anayasası.
Yaşama isteğimizin asıl odak noktası.

Bütün İŞ "sev" ile "mek" arasına girmekte.
“Yani (iki) yürekte., iş’te, emekte.

"öpüşmek"
Dudaktan kalbe değilse,
Grip enfeksiyonu kaçınılmaz.

Bütün iş “an” ile “ten” arasına girmekte,
Yani, zamanda ve karşılıklı sevmekte.