16.3.07

"BLOG" VE GÜNÜN YAZISI

"Blog",  günlük tutma anlamına gelirmiş. Günlük tutmak bir anlamda kişinin kendinde olup biteni topluma yansıtmasına ve kişiliklerin en özgün yanıyla sunulmasına yarayan, toplumsal orkestranın melodik ritmini belirleyen bir fırsatlar teknolojisi.

Kağıt ve daha ötesinde ağaç katline giden yolun önemli oranda kapanmasını sağlayacak bir elektronik devrim gibi... profesyıonel yazarlığa atılacak adımların ilk basamağı ve kitap basımevi lobilerinin de bir anlamda kaprislerinin kırılmasına yarayan fırsaltlar bütünü.

Günlük hayata dair sosyal paylaşım, haberleşme,  amatörce ve maliyeti en düşük çapta topluma kendinden birşeyler katma fırsatı... velhasıl blog kısaca var olmanın  mikro fırsatı olarak topluma kendinden birşeyler katmayı kışkırtan bir araç olarak bakabiliriz.


günün yazısı

Duygularımın refleksine gün ışığı düştü bu gün.

Yaşamın canlı kalma kılıfına iç yaptığım anlam, yörüngemde turlar atmaya başladı.
Kuantumun kulakları çınlarcasına, güneşin fotonlarına çarpan mağnetizmam, miktarı bilinmedik enerjilere boğdu beni.
Saksıdaki sardunyalarımın cilvesine "nü" çeken, penceremde sevişen kumruların şahitliğine sığınmanın rahatlığındaki kıvancım, duygularımın bileşkesini kurmaya yetti.

Ertelemişim sanki ciğerimi yakan ve sağ duyuma sol çakan çirkinliklerin görüntüsünü! Mantığımın arada bir bahar uykusuna tatil çekmesi elimden çıkabilmekte.
Duygularımın ılık-ataklığı, yağmur öncesi sisin yarı saydamlığına çanak tuttu sanki.
Yoksa, gerçeklerin süzmesiz görüş alanını miyoplaştırma fark edişsizliğine dalmışlık mı?...

Ne ise, bir tad, bir uçukluk, bir melankoli sıcaklığının örtbas ettiği dinginlik….
Müzikler bir başka çalıyor bu gün.
Bütün renkler, 301’den yargılanmaya gönüllü...

Enflasyon ve sevgisizlerin tansiyonu, Evangeline Lilly’nin mayosunda
Ama no money nobody’de
Kedilerin ibadeti “Mart”tın, ozon canavarına yenik düşmesiydi belki de yitirme korkusunu aşka çeviren.
Vuralım gitarın tellerine bu gün, bir günlüğüne “serseri” olmaktan ne çıkar.