28.1.08

EDİ.BEN'den MİM topu.


Bir MİM'e bir MUM olabilmişsek, mutluyuz:))


"yapmak zorunda olup da bir türlü yapamadığım şeyler"di MİM başlığı.

Zihni Örer MİMlendinizzzzzzzz he heee :P

Demiş sevgili EDİ.BEN. Kendisine verilen soruda , “yapmak istediğim..” ile “yapmak zorunda olduğum…” gibi ayırımı da yakalamış. Cevabını ikinciye göre vermiş.

Bu ince ayrıntıları harmanlayarak, cevabımı özetlemeye çalışıyorum:

* * *

İnsanın, yapmak zorunda olup da,

1-kendi yeteneksizliğinden dolayı,
2-kendi öz yetenekleri olup da maddi yetersizlikten,
dolayı yapamadığı şeyler olabilir.

Yeteneksiz bir insanın “yapmak istediği şeyler” gibi kurgusu olabilir mi; diye sorulabilir. Hayal kurmak taklidi pek yetenek gerektirmiyor kanımca.
Bu kapsamda yetenek geliştirilebilir mi? Bence evet. Ama bunun faturasını öncelikle, o konu üzerinde harcayacağımız “ZAMAN x BEKLENTİ x eylem=yetenek” ile tanımlayabiliriz.

Birinciye kendi evrenimden örnek verecek olursam, akılıma ilk gelen,
Flamenko tarzı gitar çalabilmek; Latin Amerika danslarından Tango valse,rumba, oryantale, salsa, chacha' gibi dansları en iyi şekilde oynayabilmek….

Bunları geçtim, (sıkıysa geçme=yaşlılık):)) elimdeki gitar ile akor kalıplarını basmaktan acizim. Her türlü kaynak var, zaman kaynağı hesaplarımı bozuyor. Buna tepki olarak da kendime göre, saz-ud-gitar ortalaması (ya da sentezi) bir tarz tutturmaya çalışıyorum. Bunda idare edip gidiyoruz.
Bir de, evimizin mutfağını gariban yazlık ev görünümünden kurtarıp, BURADAKİ kendi çizimim olan dolapları henüz sipariş veremedim.

Asıl önemli olan isteğim, sıfır önyargı (inatsızlık) ile, düşüncelerimi başkalarına aktarabilmek ve başkalarının da sıfır ön yargı ile kendine uygun dünya görüşünü bulabilmesini sağlayabilmek. İşte en zoru bu olsa gerek. İç özgürlüğü asıl kısıtlayan neden olarak bunu görmekteyim. Ön yargılar, iç özgürlüğün düşmanıdır diyebiliriz. Ardından, insanların yaşamı birbirlerine zorlaştırması gelmekte...
Bir ömürlük yaşamı “en az insan hatası”yla mutlu bitirebilmeyi çok isterim…. Bunun yolu, başkalarının da benim beklentime paralel davranmasından geçeceğini düşünüyorum.

Maddi yetersizlikten dolayı yapamadığım örneklere gelince, bu konuda fazla bir beklentim ve ahım yoktur. Ancak, maddi varlıktan kasıt “para” olduğuna göre, bunun egemenliğine son verebilmeyi çok isterdim.
Yeteneği olup da parasızlıktan dolayı yapmak istediğini gerçekleştiremeMek, YİTİK DEĞERLERin toprağa gömülmesi demektir. Bu da toplum yaşamına egemen olan kapitalizmin insanlığa attığı büyük kazıklardan biri olsa gerek. Çünkü “fırt vurma” şeklinde kapital biriktirmek daha çok yeteneğe değil, rakibin ya da toplumun (çalışan, müşteri, rakip) zayıf tarafını kollayabilme kurnazlığına bağlanmıştır.

Yapmak zorunda olup da, yapamadığımız şeyler, yapmak isteyip de yapabileceğimiz şeyler olmalıdır. Dış kaynak yokluğunun yaratıcılığı kısıtlamadığı bir toplumsal düzenin hakim olmasını görmek, görmek isteyip de göremediğim şeydir.

Benden Ebru (nehirida'ya) ve neverland'a Mim topu... Bekliyoruz kardeşler..

7 yorum:

Adsız dedi ki...

Zihni Bey Merhaba,

Nihayet geri dönebildim...Önce bir merhaba deyim dedim.Yarin devami gelicek....

Adsız dedi ki...

sanirim benim de yazim yapmak isteyip de yapamadigim seylerle ilgili olucak :-)

Yasami en az hatayla tamamlamak bir basari olabilir ama yapilan hatalar da sizi sizi yapan degerlerin bir parcasi yani aslinda onlar da sizsiniz...Ben cokdandir yaptigim hatalari sadece tekrarlamamaya calisiyorum ama artik kendimi sorgulamayi biraktim.

Yaslilik demissiniz ve kendinize haksizlik etmissiniz Ihsan Dogramaci´nin (eski YÖK baskani) 80yasindan sonra 3 yabanci dil daha ögrendigini hatirlatirim...Bence bu birseyi biraz da ne kadar cok istemekle alakali..Zaman+istek ve konsantrasyon...
walla maasallah elinizden de hersey geliyor, mutfak dolaplarini bile cizmissiniz...Takinca bir fotograflarini cekin de canlisini da görelim..Artik siz o dolaplarin kapilarini acmaya doyamazsiniz : -)

Topu tuttum bu arada, en kisa süre icinde yazicam...

edi.ben dedi ki...

olmalı evet "olmalı" belki başarırım ben de bir gün sevgili Zihni Örer. Bir gün benim de yapmak istediğim şeyler = yapmak zorunda olduğum şeyler olur... o "zorundalıklarımı" nasıl mutlu icraa ederim o vakit işte, anlatamam :)
sevgilerimleeee

Adsız dedi ki...

Dün bakmıştım yapmak isteyip de yapamadıklarımı düşündüm:) Sonra o kadar çok şey geldi ki ard arda bunlar içerisinde isteyip de yaptıklarımı çıkartmak lazım dedim. Bu kez çok fazla şey gelmiyor. Elbette oğlumdan ayrıca söz etmek lazım bu durumda.

Yapmak isteyip de yapamadıklarım dediğim vakit önce bir toparlanma hedefi beliriyor ki bu da başaramadıklarım içerisinde yerini alıyor. Sonra yine dön başa. Toparlanmak galiba birinci aşama ama ben sürekli orada takılıyorum:)

zihni örer dedi ki...

Sevgili
neverland,

"mehaba"nı gecikmiş bir MERHABAyla karşılayayım.
"yapmak isteyip de, kendi iradenizin dışındaki nedenlerle yapamadığınız şeylerin tabanını sorgulayacak mısınız, bakalım:))

"yapmak isteyip de yapabileceğiniz şeylerin büyük bir bölümü, çocuk olamdan ya da küçükken yapılabiliyor. Çocuklar büyüyünce, sadece yapabildiğiniz tabloya çerçeve uydurabilirsiniz. Bu da küpe olarak kalabilir kulaklarınızda eeyy genç nesil:))

Mutfak dolaplarını taktığımızda, fotoğraflarını çekeceğim söz, ama bundan önce yerinde görmenizi isterdim. Bir gün olur umarım:))
sevgi ve saygılar

zihni örer dedi ki...

Sevgili edi,
yapmak istediğim şeyler = yapmak zorunda olduğum şeyler olur.

izninle şu eşitliğin taraflarındaki cümleleri ters çeviriyorum:
Yani, yapmak zorunda olduğun şeyler, yapmak istediğin şeyler olsun.
Çünkü, "zorunluluk"la, "gönüllülük" yer değiştirirse, başarı kışkırtılmış olmaz mı sn. hocam?
sevgiyle...

zihni örer dedi ki...

...Sonra o kadar çok şey geldi ki ard arda

Sevgili ebru,
çok şey aynı anda elbette kafa karıştırır. Zorluklar parçalara bölünerek aşılır diyor düşünür ve ustalar.
Hani üretim muhasebesinde bir yöntem var ya, "ilk giren ilk çıkar"..
işte öyle zorlukları başarmak da.....