Gözlerimde sorun vardı, doktora gittim.
Önce Allah’a sonra doktora güvenerek ameliyat olmaya karar verdim. Ameliyat sonrası gözlerim enfeksiyon kaptı ve kör oldum. Doktor hakkında dava açacağım! (Tv. Haberlerinden izledim). ve kanalDhaber
***
. ….Gözyaşının ilk görevi gözü mikroplara karşı korumaktır. İçinde bulunan "lizozim" enzimi birçok bakteri türünü parçalayabilme ve mikrop öldürme özelliğine sahiptir. Lizozim sayesinde göz, enfeksiyonlardan korunur. Bu madde, binaları mikroplardan temizlemek için kullanılan kuvvetli dezenfektanlarda kullanılan maddelerden bile daha etkilidir. Bu kadar güçlü olduğu halde göze hiçbir zarar vermemesi ise büyük bir mucizedir.
Bu bilgilerin ışığı altında bir kez daha durup düşünmek gerekir. Böylesine güçlü bir dezenfektan, nasıl olur da göz gibi hassas bir organa hiçbir zarar vermez? Cevap çok açıktır: İçinde son derece güçlü bir dezenfektan bulunan gözyaşı gözün kimyasal yapısına en uygun şekilde yaratılmıştır. Yaratılışın her noktasında mevcut olan muhteşem uyum, aynı şekilde göz ve gözyaşı için de geçerlidir….. Öte yandan insan yapımı hiç bir dezenfektan göz yaşının yerini tutmaz. Bu durum evrimciler tarafından cevaplanması mümkün olmayan soruları da beraberinde getirmektedir. ….İslam Mucizesi.com dan
***
Bu iki durum birbiriyle öyle bir çelişmiş ki, ayrıntıları düşünmeden edemedim. Yalnızca düşündüm mü ki, aynı zamanda düşündüğümü yazıyorum gördüğünüz gibi:)
Düşünceler alkole benzer bir anlamda; alkol şişede, düşünce akılda durduğu gibi durmaz dışarı çıktığında. İşte böyle olayların içindeki çelişkilerin, özel hayatlara yansıyan bölümüne el koyar.
Hani "söz üçar....." cinsinden bakılsa böyle oluşturulan değer yargılarına? Tam tersine uçan sözlerden değil, alabildiğine şiddetli müdahale halinde bir pradigmadır toplum hayatında.
. ….Gözyaşının ilk görevi gözü mikroplara karşı korumaktır. İçinde bulunan "lizozim" enzimi birçok bakteri türünü parçalayabilme ve mikrop öldürme özelliğine sahiptir. Lizozim sayesinde göz, enfeksiyonlardan korunur. Bu madde, binaları mikroplardan temizlemek için kullanılan kuvvetli dezenfektanlarda kullanılan maddelerden bile daha etkilidir. Bu kadar güçlü olduğu halde göze hiçbir zarar vermemesi ise büyük bir mucizedir.
Bu bilgilerin ışığı altında bir kez daha durup düşünmek gerekir. Böylesine güçlü bir dezenfektan, nasıl olur da göz gibi hassas bir organa hiçbir zarar vermez? Cevap çok açıktır: İçinde son derece güçlü bir dezenfektan bulunan gözyaşı gözün kimyasal yapısına en uygun şekilde yaratılmıştır. Yaratılışın her noktasında mevcut olan muhteşem uyum, aynı şekilde göz ve gözyaşı için de geçerlidir….. Öte yandan insan yapımı hiç bir dezenfektan göz yaşının yerini tutmaz. Bu durum evrimciler tarafından cevaplanması mümkün olmayan soruları da beraberinde getirmektedir. ….İslam Mucizesi.com dan
***
Bu iki durum birbiriyle öyle bir çelişmiş ki, ayrıntıları düşünmeden edemedim. Yalnızca düşündüm mü ki, aynı zamanda düşündüğümü yazıyorum gördüğünüz gibi:)
Düşünceler alkole benzer bir anlamda; alkol şişede, düşünce akılda durduğu gibi durmaz dışarı çıktığında. İşte böyle olayların içindeki çelişkilerin, özel hayatlara yansıyan bölümüne el koyar.
Hani "söz üçar....." cinsinden bakılsa böyle oluşturulan değer yargılarına? Tam tersine uçan sözlerden değil, alabildiğine şiddetli müdahale halinde bir pradigmadır toplum hayatında.
Allah'ı böyle aralara sokuşturmaya kalkışmak yerine, ondan sezginizin gücü kadar "kişisel huzur bulmak"la yetinilse... daha saygın kalmaz mıydı? diye düşünüyorum.
Nedir o?
Hasta önce Allah’a güveniyor sonra doktora, ameliyat oluyor; sonuçtan ikinci derecede güvendiğini sorumlu tutuyor.
Zamanında ödenmeyen senetin birinci borçlusu yerine kefillere icra kaldıran devlet gibi…..
Bir de “İslam mucizesi” dedikleri konu var ki paragrafta, hasta göz derdinde, İslamcı kardeşler “kanıt” derdinde. Gözyaşına baskın çıkan enfeksiyon ( o da kendiliğinden ve göz yaşı ile eşit koşullarda) geni değişikliğe uğratmıyor mu?
Nedir o?
Hasta önce Allah’a güveniyor sonra doktora, ameliyat oluyor; sonuçtan ikinci derecede güvendiğini sorumlu tutuyor.
Zamanında ödenmeyen senetin birinci borçlusu yerine kefillere icra kaldıran devlet gibi…..
Bir de “İslam mucizesi” dedikleri konu var ki paragrafta, hasta göz derdinde, İslamcı kardeşler “kanıt” derdinde. Gözyaşına baskın çıkan enfeksiyon ( o da kendiliğinden ve göz yaşı ile eşit koşullarda) geni değişikliğe uğratmıyor mu?
Gözün nuru sönse de nurcunun hırsı sönmüyor.
Neyse buradan ötesi boyumu aşar….. ama birçok imamın boyunu aşmıyor(!)
8 yorum:
Çok hoş bir yerinden değinmişsin yine. Asıl borçlu suçlanmaz onun takdiridir. O öyle istemiştir o nedenle öyle olmuştur kullar burnunu sokamaz onun işine, işleyişine. Zaten bu da bir sınavdır isyan ediyor mu diye sınıyordur?
Ahh o nurcunun aç gözünün doyması için de bir madde üretilse...
yoldaş zihni yorumsuz okudum,yorum yapmama özgürlüğümü kullanacagım!!
(sınırsız özgürlük ve düşüncelere
duyduğum saygının ifadesi olarak,
anladın sen beni???)
Evet ebru, bence de sınıyordur:)
tek başına vakit geçmeyince ne yapsın:)
aysema Hocam,
o "madde" üretilse, üretilmesi bekleniyor tabi ki de...
sonuç yine "zeytinyağı-su" ilişkine dönecek.
ayşegül yoldaş,
özgürlüğünü kullanmanın tam zamanı tabi ki. Ama özgürlükle cazgırlığı karıştıranlara göstereceğin bir tavrın vardır.
evet anlıyorum seni:)
adam kör olmuş, gitsen baksan hala allaha inanıyordur...peh!
islamcı kardeşler kanıt derdinde değil zaten var olanı dile getiriyorlar. varolanın neden kanıta ihtiyacı olsun?
Ayrıca kişinin gözünün rahatsız olması da kaderdir, doktora gitmesi de kader, kör olması da kader. Aynı çemberde yer alanların eylemleri farklı görünse de aynı çemberde hareket ettikleri için, sanki suç-suçlu varmış gibi düşünür insanoğlu ama yoktur. olması gereken olmuştur sadece. ancak insan herşeyi mutlaka bir gerekçeye dayandırmaya muhtaç olduğu için, kimi doktoru suçlar, kimi Allahı, kimi gözü. Sonuç, bu dünyada yaşıyorsan mutlaka başına birşey gelecektir ama ne olduğunu yaşayınca görürsün.
Yorum Gönder