23.8.09

gencil BEN

Bloglardan alışılmış devamlılığın dışında uzak kalmak, birçok blog yazarının ortak mazereti sanki. Yaz mevsiminin insana kaybettirdiği olağan ve olağan dışı enerji kaybı insanı söğüt gölgesine mahkum kılıyor.

Hayatın beslenmeye ve yatırıma programlı eylemleri mazeret dinlemiyor elbette. Herkes hem işinde gücünde hem de hurma gölgesinde yalellim (sevgili Açalya’nın kulakları çınlamıştır) ve söğüt gölgesinde uzun hava çekmek boş zamanların (buna tembellik de diyebiliriz) sesli göstergesi sayılır.

Blog meşguliyeti tutkuya dönüşünce, insana duygu ve düşünce paydaşları karşısında bir sorumluluk da yüklüyor. Bu yüzden, sessizce ve vedasızca ve de ardında, bir iz (adres) bırakmadan kaybolan çok değerli insanlar aramızdan uzaklaşmış ve bir hayalet gibi kendilerini (tanışları nazarında) sonsuzluğun boşluğuna itmişlerdir!

“Allah yoksulu sevindirmek için önce kaybettirir, sonra da buldururmuş”. Ama bu blog aleminde önce buldurup sonra kaybettirmesi anti-yoksulluğun göstergesi sayılır mı ki?

Evet.

Materyalist bir bakış açısına sahip olduğum bu zamanlarda, bedenini hiç görmediğim, sadece sözcüklerinin içeriğinden değer biçtiğim ve gönlümde sonsuza kadar da öyle kalacağına inandığım bu insanlar karşısında idealist miyim?

Düşünüyorum.
İdealist değilsem de bencilliği de bir yere sığdıramıyorum.

Söğüt gölgesinde, -hurma gölgesinden farklı olarak- yalellim çekilmiyor; kitap da okunabiliyor aradabir, “kürt açılımı” dizisi de izleniyor, Hebertürk tv. Yorumcusu Yiğit Bulut’un evrim teorisi reyting macerası da…..

Alan Woods - Ted Grant
aklın isyanındanın
“Bencil Gen” ve R. Dawkins’in bencil gen kökeninden “liberal gerçekliğine”(!) önemli bir eleştirisini okumaktayım 3. kez okuyorum ve alanımın dışında olan biyoloji konusunu anlamaya çalışıyorum. Bunu anlamaya çalışırken, karşı görüşe yer vermek için (onu da görüş sayma iyiniyetimi zorlayarak) Harun Yahyanın (kendi sitesinde) bencil gen teorisini eleştirirken(!) ne kadar bencil bir tavır içinde olduğunu keşfediyorum Ve iki eleştirinin arasındaki etik farkı da…..


Evet, anlayacağınız gibi söğüt gölgesinde boş durmuyorum, -daha önce dediğim gibi- arada bir tıngırdatıyorum.
Oğlumuzun gitarda kısa zamanda aldığı yol ile müşterek ritim gösterisiyle gençleşiyor, O'nunaldığı tıp eğitimiyle (gelecekte) gen teorisine yapacağı katkı umudunu da ekleyerek, hayata gençlerin penceresinden bakabilmenin heyecanını yaşamaya yelteniyorum.

"Bencil Gen"i, başlıktaki gibi GENCİL BEN şekinde hece değişimi yaparak söylüyorsam bir sebebi var, gençlik iması:))

6 yorum:

aysema dedi ki...

Harun Yahya ve Yiğit Bulut adlarının dışında kalan her sözcüğü büyük bir zevkle okudum.

Evet sorumluluktan kaçamazsınız, sanırım tadilat da bitmiştir. Düzen kurulmuştur. Durmak yok, yazmaya devam. Umarım oğlunuz her iki alanda da çok başarılı olur.

Ebru dedi ki...

iki gündür fırsat bulup hoşgeldin diyemedim. tatil yapınca tatil rehavetinden de kurtulamıyor insanlar bak bana:) Oğluşun müzikle ilgilenmesi çok hoş ben de çok isterim umarım yetenekli olur hem bilimle hem sanatla uğraşınca ortaya çıkan sonuç çok hoş olacaktır eminim. aile boyu hem ince hem de yeteneklisiniz. hafta sonu misafir etmek istiyorum oğluşu hatırlat Ankaraya dönünce mutlaka uğrasın.

zihni örer dedi ki...

Sevgili Aysema Öğretmenim,

Yiğit Bulut ehven-işer gurubunda zararsız sayılsa da,
Harun Yahya'nın (adnan Oktar) sözkonusu o 299 kitabı kendisinin yazmadığına inancım çok güçlendi tv.konuşmasından sonra. DaVinci H.Yahya'yı daha iyi anlatırdı.

Evet, tadilat büyük oranda bitti sayılır. Yorgunluk atıyoruz bu aralar. Yola devam:))

İlginiz için teşekkür ediyoruz.

zihni örer dedi ki...

Evet dediğin doğrudur Ebru.
tatil rehaveti:)

Oğluşun okulu 30 eylülde açılacak. Sana uğramasını söyleyeceğim. Bu aralar çalışma masası beğendiremedim intarnet ve büyük iş merkezlerini de dolaştık. Tarif ettiği masa modelini çizdim ve parçalarını mobilyacıda kestirerek kendim yaptım. çok beğendi:)

zeynep dedi ki...

Sevgili Zihni Bey,

Ben burayı okurken, siz benim oraya uğramışsınız. Şey diyecektim ben de burada; Allaseniz ne yeltenmesi, ne iması hiç gerek yok. Düpedüz, basbaya gençlik bu sizdeki. Hece değişimi de pek hoş olmuş o ayrı.

zihni örer dedi ki...

Tam da dediğiniz gibi olmuş Zeynep Hanım:)
hem "aynı anda", hem de gençlik..."
koşullar zorluyor ne yapayım:))

"bencil gen" "gencil ben" biraz da dil sürçmesinin payı var bunda:))