1.6.10

yaralı onur

Onur elçilerinin bir gemiye binip Gazze’ye doğru gidiş serüveni bir tek anafikri barındırmıyordu bünyesinde. Birbirinden bağımsız kurgucular her tünelden gaz vererek, Gazze’nin yollarında sağdan giderek altın bulmayı umut ediyorlardı.

ABD, İran, Türkiye, İsrail dörtlüsünün, son zamanlardaki satranç hamlelerinin toz dumanından başka görüntüsü yoktu bu tablonun. İşin diyalektiği daha derinlere iniyordu bilindiği gibi.

Yol deniz idi. Deniz dalgalıydı, gemi yolcuları dalgadan da dalgalıydı. Karşı kıyıda bekleyen Filistinli ezilenlerin ezikliğine eziliyor, içlerinden dalgalı dağınıklığı bir nebze olsun toparlayabilmek için onlara yiyecek-ilaç ve birer yudum sevgi damlası aktarmayı umuyorlardı. Ama damla küçük, dalga azgındı, tusunami avazıyla gelen nara, postasını postalayıp duruyordu günün belli aralıklarında. Avaz ne kadar gürültülü olsa da, İnsanlık onuru kulaklarını dalga gürültüsüyle tıkayarak hız kesmeden ilerlemeye devam ediyordu.
Sonuç, birkaç ölü ve yaralı!

Onur akılsızca atılan adımlara izin veremezdi ama, birileri onların iç dürtülerini alabildiğine dürtüyordu ve de arkadan hayalet tamponuyla ittiriyorlardı.
Belli ki dürtenlerin hesabı vardı, dürtülenlerin ise iç hesaplarında karmaşıklık….
Onur karesine giren görüntüler bulanıktı.
Kimi koşulsuz ve iç hesapsız kulaç atarken mayınlı dalgalarda, kimi derinlerden denizaltı kurgusuyla Osmanlıcılığın ve yahudicilğe hıncın tutkusuyla yerini alıyordu onur tablosunda.

Birileri acının ezen ve ezilen kapsamında “bir tek” noktasına odaklanırken,
kimileri de “Tekbir” noktasından sevaba çıkan yol arıyor olabilirdi sadece kendi adına.
Çünkü sevap ve mahşer kişiseldi.
Tek yol devirmek ise, bu macera duygusunda, devrilmişini ele geçirmekle ondan kereste çıkarmaktan başka bir hesabın olmadığı düşünülebilirdi kareye bakılarak
Çünkü, büyük işleri aşma isteği toplumsaldı.

Yahudicilik bu tablonun şifresini biliyordu, benim bildiğimden daha fazlasını hem de….
İslamcılık da biliyordu aynısının daha fazlasını…
Belli ki Yahudicilik İslamcılıkla savaş halindeydi asırlaraşırı bir zamandan beri.

Belli ki aşkta ve savaşta her yol yalnızca bizim atasözümüzle mübah kalamazdı.

Birleşmiş milletler bu serüvenin neresinde birleşebilirlerdi ki?
Kim yutar, kim karartabilirdi arkadan ittiren nedenleri?

Bir daha söylüyor rahmetli K.Marx:
bir ömrü aşacak kadar özel mülk biriktirme hak olmaktan çıkarılıp, din inançları her bireyin mezarı ve mahşeri kadar kişisel kalmaya mahkum edilirse, dünyada ne açlık kalacak, ne hırsızlık, ne de savaşmak için nedenler…
İnsanlık onuru ne ezmeye ne de ezilmeye layıktır. Böyle bir düzene alışmak bile onurunu yitirmektir.

8 yorum:

Zeyno dedi ki...

Bencede...

zihni örer dedi ki...

Aynı fikirde olmak ne güzel:)
Teşekkürler.

aysegul dedi ki...

Zıhnı Yoldas, cok guzel
yazmışsın. Bılıosun satrancı severım, bıraz komplex,
bıraz akıl yurutme ısıdır.
Bır kaç hamle deyıl,
yırmı,otuz hamle sonrasını
gormek gerekır. Kusura bakma
ama bıraz ondan, bıraz bundan dusunursek bu ısı somuta ındırgeyemez,kavramlar arasında sıkışıp kalırız.
Isın ıcıne K.Marx ve dıyalektık sokulursa, ben taraf olma tercıhımı de yapmalıyım.
Soz konusu EMPERYALIZM ve onun bolgede oluşturdugu insanlık
dışı eylemlerin yok edılmesı ıse,dusmanımın dusmanı dostum olur dıe dusunuorum.

Karl Marx dıyorkı : "kapitalıst uretım bıcımı,ıkı sınıfsal toplumun varolusunu bıcımlendırır,bır yanda emegı ve kapıtalı elınde tutan kapıtalıst sınıf, dığer yanda, her turlu mulkten yoksun edılmıs dıslanmıs proleter sınıf."

Bu satranç oyununda, siyah taşlarla oynayan ve emegı elınde bulunduran KAPITALISTLERI İSRAİL olarak goruyorum. Beyaz taslarla oynamaya calısan,vezır ve kalelerını kaybetmış oyuncularıda ARAP VE MAZLUM HALKLAR OLARAK GORUORUM.

O zaman ben detaylarda kaybolmuyorum ve tarafım.

sızıde benım takıma çağıryorum :D
Sevgılerrr

zihni dedi ki...

Ayşegül Yoldaş,
anladım, bu yazdıda 20 hamle ötesinde mesajlar buldun:)
bunu kadar uzun atlama hamlesini az kişi farkeder, bunu biliyorum.

Burada sadece senin Kusuruna bakarım yoldaş(varsa tabi):),

"biraz ondan biraz bundan"lardan basamak yaparak çıkmışlar bu insanlığın sırtına. Biz de biraz ondan bundanları görmezlikten gelirsek, fotoğraf bizi yanıltabiir.
Kavramlar gücünü diyalektik süreçten alır Sevgili Yoldaş. Bu yüzen kavramlar olayların kökenidir. Kökü tanımayan yapraklarla uğraşsa ne olur ki.

Yoldaş, emekçi sınıfın iki düşmanı olmaz bence, sadece bir tek düşmanı olur diye biliyorum. Ama yine de düşüneceğim, belki bilmediğim yerdse vardır.

Mazlum Halkların "kaderi" tabi ki direk ilgi alanımızdır. Ama şu Arap Şeyhlerinin pozisyonlarını da bir düşünmeni öneririm.

Detaylarda kaybolmamanı takdirle karşılıyorum ama Yoldaş,
Detayları da kaybetmemek lazım, gerçekler detaylarda gizli değil mi?
Aynı takımdayız Yoldaş, sadece forma numaralarımız farklı.
Sevgiler sana da:)

aysegul dedi ki...

off yaa ben bu cevap nasıl kacırmısım Yoldas. Aynı takımdayız
tabıı, benım huyum ofsayttan gol atmak senın paslarla :Pp

Sevgılerrr

Tomurcuk dedi ki...

Dayanamadım yazıyorum.
Kadın ve çocuklarını canlı kalkan olarak kullanmaktan çekinmeyen, tarihte bize "Osmanlı'ya, Türk'e" küfreden halka "MAZLUM" demeye içim elvermiyor.
Taraf olmak iyi de, Arap'ın kendi kandaşları, kardaşları kılını bile kıpırdatmazken bizim cahilleştirilmiş, ekmeğe muhtaç halkımız, cenazesine bile gidilmeyen şehitlerimiz dururken bize mi düşerdi bu naleti üstlenmek.
ONUR bunun neresinde! Düpedüz haysiyetsizlik bu, Zihni Bey yazdıklarınızdan yanlış anlamadıysam dediğiniz gibi oyunagetirilmişlik!
Sevgiler...

zihni örer dedi ki...

Sevgili Tomurcuk,
bu yazımızdan sonra duyduğumuz haberler bizi yani senin yorumunu doğular açıklıkta. Hükümet üyeleri (akp milletvekilleri) böyle bir eylemin olacağını biliyorlarmış ve gemiye katılmalarını engellemişler. Sivil halkın içinde sinsi planları olna ve ayrıca onurlu duygulara sahip olanlar iç içe geçmiş.
Kısacası, düşündüğün çok doğru, ölenler oyuna getirldi!
Ve arap dolar zenginleri istese ortadoğuda aç ve güçsüz toplum kalmaz. Dünyanın en zengin ülkelri arsında ilk 5 de sanırım.
"Oyunagetirlmişlik" ki hem de daniskası, kurtlar sofrası ortadoğu!
Katkın içn çok teşekkür ediyorum, özlemişim senin yorumlarını:)

Tomurcuk dedi ki...

Ben de yazılarınızı özlemişim :)
Bu konu benim için büyük önem taşıyordu, çok iyi yerden girmişsiniz.
Sevgiler...