18.1.11

şairler açık oturumu


17 yorum:

aysema dedi ki...

Çok etkileyici...

Zeyno dedi ki...

Aşk filmine iki bilet alınmaz, zaten iki kişilik aşk da olmaz.
İki kişinin birbirine aşık alabilmesi için üçüncü kişi şarttır.
Issız bir adada iki kişi kavga edebilir, öpüşebilir, yemeğini paylaşabilir, beraber şarkı söyleyebilir.. Ama aşık olmazlar.
Aşk bir başkasına rağmen yaşanan bir duygudur.
Düşünebilecek başkaları da varken yalnızca onu düşünmek, öpüşebilecek başkaları da varken yalnızca onunla öpüşmeyi istemektir.
O yüzden aşk, en az üç kişiliktir….

Altay ÖKTEM

Kesinlikle...

zihni örer dedi ki...

Aysema Hocam,
bu şairleri Tv. de ali kırca ile edebiyat meydanında tartışmalarını çok isterdim:)

zihni örer dedi ki...

Zeyno,
bu konuda kafam oldukça karışık valla:)
tacrübe bile aciz kalıyor bu şairlerin yaklaşımı karşısında.
Senin dediklerini de yabana atamam doğrusu.
Hele "ıssız bir ada" örneği hiç de fena değil. Sen bilirsin ağam:)

zihni örer dedi ki...

şunu demeyi unutmuşum:
ben bu açık oturumu yönettiğime göre tarafsız olmak zorundayım:)

Zeyno dedi ki...

Bi taraf olmayan bertaraf olur. Her taraf olmaz. : )

zihni örer dedi ki...

hakemler ve hakimler de mi öyle:)

aysegul dedi ki...

Yoldas sen varya sen ;-))

Uzun yazmalisin ama tecrubelerini!

zihni örer dedi ki...

Yoldaş,
kendini özletmeni bir şatla affederim, dönem sonunda güzel bir ders geçme ve yüksek bir moral katsayısı müjdesiyle:)

bu aralar hep tecrübe yazılarıyla doldurdum blogu, sen kaçırdın onları sevgili Yoldaş:)
ama henüz bitmedi tabi ki..

aysegul dedi ki...

Not ortalamasi (-A)

dereceye girmeye calisacagim...
Memleketin kadin Vali'ye ihtiyaci???

Somertr turkiyedeyimmm
;-)))

Yazdiklarinin hicbirini kacirmadim!!!

Ebru dedi ki...

Etkileyci etkileyici de yorum itiraf olur susup gidiyorum:)

zihni örer dedi ki...

Vay ayşegül,
Blog yazmayı erteleme disiplininden sezmiştim biraz. bu bir başarının hikayesine benziyordu, yanılmamışım:)

"ayşegül yoldaş sen varsın ya sen:))"

zihni örer dedi ki...

Ebru bacım,
anlıyorum evet:)

héçé dedi ki...

konu tarihi itibariyle size göre geç okuma itibariyle benim için anında bir yorum edeyim Aşk kişiliksizdir .. saygılar

zihni örer dedi ki...

geç de olsa hoş geldin héçé,

alternatif bir görüş olduğuna göre, 5. sandalyeyi de sana ayırmalıyız bu şairler masasında:)
teşekkürler

héçé dedi ki...

şair masasında bize düşen yer dinleyici sandalyesidir elbet had biliriz.. ama aşk kaç kişiliktir meselesi biraz yorumla kurtarılmaya çalışılmış her söyleyenin yorumu kendi içinde tutarlı görünüyor lakin gerçek bir tane değilmi?.. söz ustalıklarıyla kurtarılmış fikirler gibi geliyor aşk tek kişilik iki kişilik üç kişiliktir diyenlerin söz üstatları olduğu kabulumdür..aşk aslında aşık olanı bağlayan aşık olunanın kişiliğinin bertaraf edilmeye uğraşıldığı bir durum gibi yaşanıyor kim olduğuna bakılmıyor da kendi yarattığı kişiliği aşık olunana kimlik olarak giydirme gayretleriyle geçen bir mücadeleye dönüşüyor aşık olunanı kişiliksizleştiriyor gibi düşünüyorum ..hoş buldum selamlar

zihni örer dedi ki...

şairler aşkı tetikleyen öğeye dikkat çekiyorlar bana göre; yoksa bütüncül bir tanıma girmiyorlar.

"lakin gerçek bir tane değilmi?.."

öyle olsaydı "uzlaşma" kavramı ne işe yarardı.
Oysa gerçeğin etiği bir tane olabilir, gerçek ise zamana zemine ve kişinin özel koşullarına göre değişebilir. Bu bir kaostur elbette. Ancak, etik kavramın sınırları ve rengi tartışılabilir ki, o da çatışmaların (kaosun) kaynağı olabilmekte.
İnsan (ve diğer canlıların) hücre yapıtaşındaki benzer ve doğal gereksinimlerin yansıması uzlaşma şartının en son dayanağı olmalı. Aşkı tetikleyen neden kişinin özel, hatta karmaşık yapısına göre farklılık arzedebilir.
sonra burada aşkın öznelerinin davranışları değil mercek altına alınan şey; örneğin platonik aşklarda "aşık olunan" bu tezlerin tamamen dışında kalmakta.

Aşkı tetiklemeye 2. 3. rakip kişiler olabildiği gibi, senin deyiminle, “aşık olunanın” tek başına ilgisi de etkili olabilir.

Aslına bakılırsa, burada aşk ve sevda kavramları birbirinden ayırılmadığı için bana da pek turtalı gelmiyor bu tartışmalar. Bu durumu bir grafik ile açıklıyorum. Hep birbirine karıştırılan aşk ve sevda tartışma ve tanımları da çıkmaza soktuğunu düşünüyorum.