16.10.11

hangisi daha tutti frutti?

 Tony Gadlif filmi, Gajo Dilo Youtobe'sinden alınmıştır.

GDO (genetiği değiştirilmiş organizmalar)

“Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir.” Demiş Herakleitos ama,
bu deyişin odak noktası bilinmediği  için,  ortada dolaşan serseri bir laf olarak kalmış; bu durum ancak gen değiştiricilerin işine yaramış.

“Filozoflar dünyayı yalnızca çeşitli biçimlerde yorumlamışlar; oysa sorun onu değiştirmektir” demiş Karl Marks,
“değiştirilmesi gereken canlının doğası değil, davranışlarıdır” diye de eklemiş. Çünkü, gelişmenin dinamiği, daha iyisine ulaşmak güdüsüdür de ondan….

Hızlı değişen eksik değişir. Hızlı değişen yanlış da değişir.

Şeriatçı bir politikacı, 1 ya da 2 yıl gibi kısa sürede Liberal kapitalist ideolojiye dönmüşse, o politikacı gdo’ludur.
Aynı kural diğer düşünce sahipleri için de geçerlidir. Gdo’lu bir şeyin gürültüsüyle görüntüsü vitrinliktir ancak, beslenmelik değil.

Bir şekilde ünlenmiş biri, amatör iken selam verdiğine, profesyonel olduktan sonra da aynı sıcak duygularla selam veremiyorsa, o ünlü gdo’ludur, ona sınıf atlatan şey kültür değil, para olduğundan, tadı, tuzu, ekşisi yoktur...  Yani, “sıcak duygular” savrulmuştur. Onun gdo’lu olduğunu  eserlerinin metalik duruşundan  da anlarsınız. Çünkü, ordan buradan aşırarak, kötü ve izinsiz taklitlerle “tüccar ün’lüğünü ”  gizleyemez.
Sanat halk ve sanat için değil, sanat sadece cep için icra edilirse, izleyenini kazıklamış olur. Gözyaşı rolünü bir baş acı soğana borçludur çünkü.

Para da değişim aracıdır ama,  sermayenin egemenliğe dönüştürülmesi, genetiğinin değişmesi demektir ki, buna “niteliksiz kazanç” denir. Niteliksiz “kazanç”ın özünde haram vardır.

Oragnik değer ile GDO’lu değer arasındaki fark,
Sabina’nın dansı ve Adrian Simionescu’nun “tutti frutti”si ile,   
Gökçe Dinçer’in dansı ve “tuttu fırlattı”sı arasındaki fark gibidir.
GDO vitamin değil, ancak komiklik üretir


8 yorum:

Ebru dedi ki...

İlginç bir tesadüf oldu şuan. İda birkaçgündür 'tuttu fırlattı kalbimi' şarkısını istiyor serviste öğrenmiş:) Neymiş bu dedim dinliyordum sayfanı açarken oysa onlarca kez dinletti ida bugün kulak vermemiştim:)

Yazın çok hoştu. GDO komiklik üretiyor.
Hızlı ve eksik değişenlerle dolu bir ülkede yaşıyor olma ayrıcalığına sahibiz. Ne kadar koruruz kendimizi ve çocuklarımızı bilmem de o komiklikler arasında yer almamayı dilerim sadece.

nehiro dedi ki...

hayatımız herşeyde olduğu gibi insanlık ve sevgidede vitrinlik duygularla doldu
beslenmeye kalkarsak vay halimize!...
sadece bakıp bakıp iç geçirmekle kalsanız ayrı bir dert ... elininizi uzatıp alayım deseniz daha ayrı bir dert...
varmı kendi ürettiğiniz? ve size yetebilen sizden şanlısı yok...
tabii ne zamana kadar?
işte asıl soru bu?

zihni örer dedi ki...

Ben de o tür, dimağı okşayan değil, şaşırtma uğraşı içinde ıolan müzikleri tutup fırlatıyorum Ebru Ba(l)cı:)
İda ne yapsın, piyasanın liberal mekanizması çocukların ensesinde her an. Kâr dürtüsü şaha kalkmışsa, gdo da kaçınılmaz, genel aldatmalar da...

Dr.umuz bir müzik CD'si yapmış, otomobil için. Kendisi yok ama, bu müzik zevki konusunda ne kadar bana benzediğini düşünüyorum ve seviniyorum:)
Siz de bu bilinçle olağanüstü çaba sarfediyorsunuz biliyorum, böyle devam ederaseniz, başarılı olacağınızdan eminim.

"GDO vitamin değil, ancak komiklik üretir" anlaştık:)

zihni örer dedi ki...

nehiro,
"hayatımız herşeyde olduğu gibi insanlık ve sevgidede vitrinlik duygularla doldu"

bu sözünüz şunu düşündürdü bana:

bu ülkede avukatlık, diyanet, polis, özel güvenlik, jandarma ..ve bu kategoride teknolojik malzemelere harcanan maddi ve bilgilendirme yatırımı toplam bütçenin kaçta kaçıdır?

Ayrıca, toplam hırszlanan maddi bütçenin miktarını veren bir araştırma da yok elimizde. Eminim ki, bu komedi ciddi analiz edilirse, ne kadar boş va anlamsız yatırım yaptığımızı göreceğiz.
GDO'lu kamu görevlisinin işi değil bu elbette!
Sevgisizliğin ve aldatmaların altındaki nedenler hep halı altına süprülüyor da ona yanıyorum!

Ebru dedi ki...

Ederlezi de mest olan çocuk tuttu fırlattı da dinleyince yola gelir diyoruz bakalım:)

zihni örer dedi ki...

"Ederlezi"yi ilk kez farkettim burda!
bir dolaştım Ederlezi peşinde ki, ne göreyim. bir halkın çığlığı gibi geldi bana. Bu da demek oluyor ki, hayatın ta kendisi, bu da ddemek ki oganik müzik.
Bir de şu durum var, yasaklamak, sınır koymak değil amacım. Önden giderek örnek olmak. tercihini yine kendisi yapmalı müzik türü de olsa, yaşamın diğer seçeneklerini de...
Ama gdo'ya karşı tavrımız net...

Eleştirel Günlük dedi ki...

Korkarim ki bizim kontrolumuzun disinda genetigini degistiriyorlar yasamin... Doganin, dogamizin... Bir gun cok gec olacak...

Adsız dedi ki...

Sonu çok güzel olmuş..