31.12.13

umut ektik tırpanları masatlıyoruz


Bir on yılı daha farklı rengiyle yitirdik. Sonuçta kapitalist bir cumhuriyetle yönetiliyoruz. Rejimin karakteri gereği, her on yıllardan al birini vur ötekine! Kimisi darbelerle, tamamı vurgunlarla, çoğu cinayetlerle, var olan ekonomik değerleri pazarlamakla geçip gitti!!

Bir sonraki yıla yeni bir değer ekleyerek giremedik.

Küçük bir azınlık ekonominin kaymağını çalmak ve sömürmekle ele geçirip, bir öncekinin üzerine katlamalı koyarak arsızca yaşamaya devam ediyor. Vatan coğrafyasının en cennet köşelerinde canlı cesetlerini ikamet ettiriyorlar.

Ulusal gelirin paylaşım adaletsizliği istatistik bilgisi çarpıklığın foyasını ortaya döküyor.

Birçoğumuz sürüngenliği kendimize layık görürken, daha iyisini hak ettiğimizin farkında dahi olamıyoruz. Bu yaşam kalitesinden daha iyisine layık olduğunu farkedenler, olup-bitenlere fikir, çalıp çırpanlara ekonomik değer üretiyor. Sabır sınırında öfkeleniyor, sokalarda hem ses hem görüntü veriyor.

Kazandıklarımıza değil, kazanabilme imkanlarımızıdaki yitiklerin kökenindeki bilgisizliğe ve inatlığa haykırıyoruz daha çok. Feodal dönemlerin kara sayfalarını tari,he gömdüğümüzü düşünmek yanıltıcı olmakta. Sömürü her türlü kılıkta ta iliklerimizde dolaşıyor.

Kazancımızın ölmeyecek kadarı kendi bütçemize dönerken, artıdeğerler patronun cebine zuladan giriyor. Devletin vergi toplama-dağıtma politikası gereği, ulusal bütçeye giren masum vergilerin ana damarı da benzer kanallara akıyor.

Ulusal bütçede biriken alınteri karşılıklarının bir kısmı (sadaka kıvamında) sürüngenlerin en altta kalanlarına sus payı ve oy ücreti olarak dönerken, diğer bir kısmı enflasyon uydurması yüzdesinde buharlaşıp, şaibeli kanallardan, gizli ellere tekrar dönüyor.

"Büyük yolsuzluklar" ile, "küçük hırsızlıklar" lügatimize farklı kavramlar olarak yerleşiyor. Çalıntının büyüğünü "gören" suçlu ilan ediliyor, küçüğünü "yapan" hapisle cezalandırılıyor.

Hırsızın peşinde olduğu miktardan fazla bütçe, alarm-güvenlik şirketleri ve emniyet güçlerine dönesermaye olarak aktarılıyor. Toplumda hammaddeden gerçek üretim yapanların sayısı, laklakçılardan daha az sayıda olduğu halde, "az"a razı olma stratejisinden dolayı çark bir şekilde dönüyor. Fedakarların sayısı, savuranları ihya ediyor.

"Büyükler (yönetenler) ne yaparsa en iyisini yapar, küçükler (yönetilenler) kayıtsız şartsız tezahürat yapmakla yükümlüdür" anlayışı, dini-milli duygularla paketlenerek. "değer" olarak dikte ediliyor.

Yönetimlerin memnuniyetsizliği karşısında kaşlarını çatana ünlüyse bir suç icat ediliyor, yargılanıyor, mahkum ediliyor; sıradan birey ise aynı sınıftan paralel kişilerin kontrolüne devrediliyor.

Her yeni yıl, bir önceki onlarca yılı aratıyor. Zaman ilerlerken, beklentilerimiz patinaj yapmaya devam ediyor. Her patinaj lastikleri bir daha yakıyor.

On yıllarımız diğer yandan dua ile, dilek ile, umut ile, eylem ile karman çorman akıp gidiyor.

4 yorum:

ali zafer sapci dedi ki...

Mutlu bir yıl dilerim.

zihni örer dedi ki...

mutluluğa umut ektik sevgili dost, birlikte:)

Unknown dedi ki...

2014 ün 12 eylül öğretileri üzerine yerleşmiş sömürü düzeninin bekçisi kadın emek doğa bilim yani kısaca hayata dair güzel olan her şeyin düşmanı olanlara karşı sol bir alternatif yaratarak insanı ülkeyi dünyayı değiştirmeye başlayacağımız ilk yıl olması dileğiyle sevgiler Kubilay düzenli

zihni örer dedi ki...

Kubilay'cığım, dediklerine tamamen evet. umut ektik, tırpanları masatlıyoruz:)