16.12.06

bir AŞK kritiği


sevgililer gününde, Haberalanya Gazetesi'nde yayınlandı











14 Şubat’ın “sevgililer günü ilan edilmesinin özel nedenini bilmiyorum ama, neden bir kış ayına rastladığı, “ya ocak ısıtır ya kucak” özdeyişine götürüyor insanı.
Hani,
KEDİLERİN “Mart sevdası”ndan esinlenilse?...
Damardan akan kanın fıkıf fıkır kaynadığı iki sevgili, yine kucak muhabbetinde farklı keyif çatarlardı.
İki sevgili
KEDİNİN damdan dama uzun atlama rekorunun ve yüksekten düşme riskinin, aşka doğru orantısından başka ne olabilirdi bu ay?
Çiçek özlerinin, arıların hortumlarına çektiği cilvenin esprisi, Mart ile Güneşin ittifakına bağlanabilir ancak. Bu ittifak protokolü, arı-çiçek-insan arasındaki “afro-dizayn” problemi de çözer aynı zamanda. Ve sonra, temel içgüdüyü gıdıklayan sihirli bir maddenin ortaya çıkmasını sağlar. O “kara kovan balıdır”. Muz liginde bir afrodizyak..
İşte sevgi ve sevgili kavramına giden başka yol.
Sokrates’e sormuşlar,
-Hocam, erkekler kadınların ellerini neden öperler?
-Eee, bir yerlerden başlamak gerekir, demiş.
Sevgili olmanın icraatları bunlarla sınırlı değil elbette.
“Gülü soluncaya, seni ölünceye kadar..” sevme ilhamı yine bahar müjdesinden alınmış olunmalı. “Güller ve dudaklar” adına yazılmış olan romanlar da öyle. Sokrates’in fetvası ise olayın bir turunun finali olabilir belki.
Demek istiyorum ki, “aşk” gibi kutsal bir dinamitin patlatılabileceği zaman-mekan ve diğer koşullar da önemlidir.


Antrenmansız sevgililerin yalnızca sevgililer gününde “seni seviyorum” demesi, dilin hamlamasına neden olabilir; ama çiçek satıcıların sevgilileri hariç.
Aşk ilhamı- sevmek bilmeyi, bu iki eylemi sürdürebilmek de sanatsal yeteneği gerektirir.
Bir sağlıklı insan sevme yeteneğine sahip olabilir; iki sağlıklı insan ise sevgili olabilir.
Gençliğinde aşk vurgununa yenilenler, yaşlılıkta kalp krizini yenerler (bu reçete de benden).
“Bir gün sevgili olmak yerine, her gün sevgili kalabilmenin” örgütsel politikasını kadınlar yapmalıdır. Çünkü erkekler bu sırada dünyayı kurmakla meşguldürler.
Alman Yeşiller Partisi yöneticileri bir seçim propagandasında bir afiş hazırlamışlar:
-İki sevgili, gözleri kapalı olarak öpüşürlerken çekilmiş bir fotoğraf ve altında iri harflerle şunlar yazılıymış,
-Ey sevgililer, öpüşürken odaklanmak için gözlerinizi böyle kapatın, ama oy verirken asla!!!
Belki o zaman dört mevsim sevgili kalmanın yolu bulunur.
Zihni örer

13 yorum:

Adsız dedi ki...

Bir gece,
Gecede bir uyku..
Uykunun içinde ben..
Uyuyorum,
Uykudayım,
Yanımda sen.

Uykumun içinde bir rüya,
Rüyamda bir gece,
Gecede ben..
Bir yere gidiyorum,
Delice..
Aklımda sen.

Ben seni seviyorum,
Gizlice..
El-pençe duruyorum,
Yüzüne bakıyorum,
Söylemeden,
Tek hece.

Seni yitiriyorum
Çok karanlık bir anda..
Birden uyanıyorum,
Bakıyorum aydınlık;
Uyuyorsun yanımda.
Güzelce..

Bir siirle baslamak istedim,ask üzerine söyliyecek okadar cok sey varki...Ama siz àsik olarak kalabilmenin, sevgili olarak durabilmenin`üzerine deginmissiniz..Bence ASIK olarak kalinabilinmez, cunki onun herhangi bir yolu yöntemi yoktur.Ask icin gereken, gercekten birbirine hizla cekilmis iki kalptir.Yanlis oldugunu bile bile asik olabilirsiniz hatta ileride bu yanlislikdan pisman olacaginizi bilerek devam ettirebilirsiniz , cunki kalpte atan o duygu,o adrenalin farkli birseydir...Aski sürdürmek diye birsey yoktur.Cunki o kendi kendine süren ya da biten bir seydir.Ama sevgi öyle degil... Sevgi icin , devami icin caba sarfetmeniz gerekir.Onu bir oya gibi ince ince islemeniz, dilinize, kalbinize, gözlerinize ve yaptiginiz herseye yerlestirmeniz gerekir.Ancak o zaman sevgili olabilir ve de sevgili kalabilirsiniz...

zihni örer dedi ki...

Katkınız ne hoş olmuş Neverland.
Şiir bir başka güzel.
Yorumunuz ona paralel.

Ama siz àsik olarak kalabilmenin, sevgili olarak durabilmenin`üzerine deginmissiniz..Bence ASIK olarak kalinabilinmez

haklısımnız. Aşkın matematiği "zordur". (yoktur demiyorum)

aşk için
BURADA VE burada düşüncelerim..

Adsız dedi ki...

Zihni bey, yazilarinizin ve arkadaslarinizin yazdiklarini da okudum.Szin tam olarak politik görüsünüzü ögrenebilirmiyim?Atatürk karsitimisiniz, degilmisiniz,asiri sag mi yoksa asiri sol görüsünüz mü var?Asicik kendinizden bahsetmek istermisiniz?madem yorumlar gönderiyoruz, bloglarimizi okuyoruz sizi biraz tanimak isterim

zihni örer dedi ki...

Sn. neverland,
BURAYA bakarsanız, sorularınızın cevabı bulunabilir.
"diğer sayfalarım" başlığı altında da aynı link vardır.
Daha fazla sormak isterseniz, açıklarım.
sevgiler

Adsız dedi ki...

Sevgili olmak kolay belki de sevgili olarak kalmak zor is walla Zihni bey.Bugun düsündüm kendimce ilk vazgecilmezi nedir diye sordum sevgili olarak kalabilmemin..Bana göre ilk kural aradaki saygiyi hic yitirmemek.Belki benim annem babam degil de annemin anlattigina göre anneannem ve dedem birbirlerine ömürleri boyunca hic ses yükseltmemis, aralarindaki varsaki tartismayi bir gün olsun cocuklarinin önüne tasimamislar!ben bir de kendime bakiyorum, kendime ve evliligime;cevremdeki evliliklere yada sevgililere; sevgimizi hoyratca tüketiyoruz biz, aramizdaki saygiyi hice sayarak.Kafamiz atarsa metroda da tartisiyoruz, sokakta da!Icimizdekiler soylenenecek ya mutlaka soylenmeli ya!Kiriyoruz kiriliyoruz.Sonradan edilen tamirler eskisi gibi olmuyor tabi ve malesef edilen her tamirin gönüldeki dikis izi baki kaliyor...Benim eskiden görünce dalga gectigim eski türk filmlerindeki birbirlerine beyli hanimli hitap sekilleri simdi duyunca yüregimi sizlatiyor...

zihni örer dedi ki...

sevgili olarak kalmak zor is walla Zihni bey

sn. neverland,
İki eşin birbirlerine sevgili olarak kalabilmesi gerçekten zor. Ama imkansız değil.
Örneğin, her insan diğerleriyle ilişkilerde "ayrı notadan çalabilir". Ama sevgililerin ayrı notadan ses vermesi, her zaman gerilim yaratmaz. Çünkü, iki sesin (iki ayrı tel gibi) birbirine akordu vardır. Üstteki "si" den çalarken, alttaki her zaman "mi"den çalabilmeli. Buna si-mi uyumu denir. Bu iki sesin akordu yaşamın stresleriyle bozulduğu zaman, sevgi "melodik" olmaktan çıkar, "gürültü"ye dönüşür. Bu akordu uyumlu tutturabilmenin bazı formülleri vardır bilfiğim kadarıyla. İsteniyorsa, ayrıca yazarım düşüncelerimi ve tecrübelerimi.

Zeynep Gürel dedi ki...

Selam Dostlar,
Gezgin neverland, zihni kardeş :)


Atilla İLhan bir sözünü hatırladım,

birbirlerine değil, aynı yöne bakması diye,.

Adsız dedi ki...

nefis bir kritik olmuş..

aşkı aşk gibi yaşayabilmek dileğiyle..

sevgiler.

zihni örer dedi ki...

Selam Dostlar,
Gezgin neverland, zihni kardeş :)


Atilla İLhan'n bir sözünü hatırladım,

birbirlerine değil, aynı yöne bakması diye,.


Selam kardeş, bu ne ışık, bu ne pozitif enerji bu gün:)
Atilla İlhan ne için dedi bilmiyorum ama, sevgililer daha çok birbirine bakmalı. Hem de gözlerinin içine:) Hem de kendi vesikalığını O'nun gölerinde görene kadar.

zihni örer dedi ki...

nefis bir kritik olmuş..

aşkı aşk gibi yaşayabilmek dileğiyle..

sevgiler.


Ece, onu sen başaramadıktan sonra (aşkı aşk gibi yaşamayı, sızıntıdan edindiğim kanıya göre:), hiç kimse yaşayamaz demektir. Malum ki aşk bir kızamık gibidir; her beden onu yaşayacaktır. Ancak, kimi hafif, kimi de ateşli atlatır.
sevgiler.

Adsız dedi ki...

2007'nin pişmanlıkla anımsanmadığı KEŞKE'leri ardında bırakmadığı bir yıl olmasını dilerim. İyi bayramlar.

Adsız dedi ki...

Zihni Bey,

Yeni yılın sizin ve bütün dostlar için bayram sevinci ve mutluluğu içinde geçmesini dilerim.

Adsız dedi ki...

Ben o kızamığı atlatamıyorum..
Ve genelde hem kendimi hem de karşımdakini öldürüyorum..