Açalya ebelemiş-sobelemiş
Aynı model bir Mim daha görmüştüm. O mimden bu ebe(sobe)ye kadar krizlerin faturaları bizi epeyce evrimleştirmiş olamaz mı.
Bakalım:
1)Dokunulmazlıkların kaldırılması konusunda ne düşünüyorsunuz?
Düşünüyorum öyleyse varım diyemiyorum çünkü, düşünce şişede durduğu gibi durmuyor. Bu yüzden, düşünce suçu işlemek istemiyorum.
…..Desem de, dokunulmazlara değil, dokunmayanlara dokunmaktan yanayım.
Dokunulmazların dokunulmazlığını kaldırırsak, (m)illetvekilliğinin ne cazibesi kalır ki. Karsız eli keserler.
El dediysem, ellemek ile dokunmayı, dokunmak ile de okşamayı ayırmak gerek. Tabi ki yandaşları da kayırmak gerek.
2)Seçim barajı kaldırılsın mı? Neden?
Geçim barajını kaldırmak için, seçim barajını kaldırmak lazım (dersem de inanmayın). Çünkü kimse kaldıramaz bu barajın kapağını. Banu Alkanadan başka.
Bir kaşık suda boğulmaya alışık olan “biz”ler için, “baraj kalksa ne değişir ki” demekten çekinelim her zaman; ne oluruur ne olmaz (darbe falan).
3)Adayların belirlenmesinde nasıl bir yöntem uygulansın?
Valla birkaç yöntemden söz etmiştim daha önce, madem bir daha sordunuz, yeni bir şeyler söylemek lazım:
Bu ülkede öncelikle bir Palavra Fakültesi kurulmalı; hiç olmazsa adayların kariyeri tescilli olmalı. “Bas” ses tonu tercihen öncelikli ve en az yeşil kuşak sahibi olmalı (karate ya da sermaye kuşağı). Adayların seçim masrafları, ileriye yatırımda usta olan iş adamları tarafından karşılanmalı. Tabi ki, seçilecek olan da ağasına nankörlük etmemeli.
Proje-mroje gibi gavur icatlarına meyil edilmemeli,1500 ve 80 yıllık esen rüzgarları arkasına almayı bilenler aday olmalı. (hangi rüzgar? diye sormayın, söylersem tılsımı bozulur, siz anlarsınız).
…..
4)Yargı bağımsızlığı sizin için ne anlam taşıyor?
Yargı dediğin bağımlı olmalı, yargıyı Allah’ın ipine bağlamak gerek ama, ipin ucu kimin elinde bilinmez. Bilinse bile millet Allah dese de ip çekilir, yallah dese de… bu yüzden yargıyı sembolik olarak, “evrensel hukuk ilkelerine” bağlayalım ama paracıların gazabından, askeriyenin azabından kurtarmaya kalkışmayalım ki, çağın rajonuyla zıtlaşmayalım.
5) (Beşinci soruyu siz belirlemek durumunda olsaydınız neyi öğrenmek isterdiniz?)
Arzu edilen ile mümkün olanı uzlaştırma sanatının “kıvırmadan” gerçekleştirilmesine ne denir?
Diye sorardım. Sorunun cevabı ile sobemizin dedikleri arasındaki farkı öğrenmek isterdim.
2 yorum:
Hedikli`ye de dedim, adam gibi sobeye adam gibi cevaplar diye...aynisini yazmama gerek var mi?
Tesekkur ederim yanitladigin icin, eline aklina saglik!
bİŞİ DEĞİL Açalya:)
Yorum Gönder