Baharın asıl öğesi "Tomurcuk" olunca, konuya ilgili olması ve şiirinin bu kadar derin olması kaçınılmaz:)
Sevgili Tomurcuk,
Beni bekleyen biri var aslında, mevsimi belirsiz! Nasıl alacağımı bilemediğim bir de yol, uzunca bir yol...
Doğal seçilim böyle birşeymiş işte; üç mevsim kaybolduğunu sandığı bir anda bile, baharı görünce yaşama "merhaba" diyerek ortaya çıkabilmek daha çok Tomurcukların işi …
Bavulum yük oluverir birden, hem de henüz boşken! Ne kadar sürer diye sordurtur değil mi bahar? Biteceğini bile bile…
bavulların yükü ağırdır anlıyorum, Ama yollar her baharda bir döngü içerisinde.
Sözcükleri unutur, nefesi ve gözleri konuşturur değil mi bahar? Mantığın alamayacağı kadar…
Sen susarsın gözlerin konuşur, koku ve renklerin dilinden mantık anlamaz; anlıyorum.
Kalbim aklıma yenik düşer, aklım kalbime… İkisi birbirini acıtırken uçup gidiverir değil mi bahar? Tadına doyamadan… “Bütün mesele bu ya” demiş filozof (olmak ya da olmamak) Yukarıda dedim, “her bahar bir döngü içinde”, yeter ki insan, kalbin yoluyla aklın yolunu kesiştirmesin.
Buçuğu tamama erdirmek, yoldan çıkarmak ister değil mi bahar? Şu gidilecek uzunca yoldan…
Şairin değdi gibi, Baharın karakteri olsa gerek “yoldan çıkarmak” isteği. Bütün yollar her zaman romaya çıkmayabiliyor!
Sen ki en cilvelisisin mevsimlerin, afrodizyakların en etkilisi, sevdanın suç ortağısın.
Buçuklu yaşamak, özürlü yaşamak gibidir bu hayatta. Öğretmen notu gibidir buçuklar, kimi buçuğu bir üstten tüme bağlar, kimi alttan… onu, “koşulların” karakteri belirler daha çok.
Not:Bu güzel şiiri moleküllerine kadar ayırmadan sindiremedim, katkınız için çok teşekkürler.
Sevgili Zihni, Yorumlarınız için çok teşekkür ederim. Ayrıca şiirin güzellik tecsili konusunda tarafınızdan takdir edilmek beni çok mutlu etti. Bahara yeniden dönersem; önüne eklenen belirteçlerden (yalancı bahar, ikinci bahar, son/ilk bahar, gülbahar vb.) ne kadar içimize işlediğini anlayabiliriz. Çoğunlukla aşk ile eşlenik bahsedilmesi de bundan olsa gerek :) Herşeyin uç noktada yaşandığı bir ifadesi yok mu sizce de baharın? Bu durumda kalbin yolu ile aklın yolunu kesiştirmemek ve bundan kaçmak insanın bahardaki doğasına aykırıdır. Ayrıca bir çelişki gibi gözükse de buçuk yaşamanın acısı da hazzı da tarifsizdir. İrade ve resistans hazzın doruk noktasında uzun süre kalmasını sağlar diye düşünüyorum. Tabii doyum noktasında hüsrana ya da büyük bir mutluluğa dönüşmesi de kaçınılmaz olası iki sondur. Bu da biz insanoğlunu risk almaya yönlendiren en büyük itici güçtür. Sevgilerimle,
Şiirinizin tescili, markasıdır efendim. Buradaki mutluluğunuz, ektiğiniz tohumların meyvesidir sadece. Biz aracı olmakla sınırlıyız.
Evet, Bahara adeta günebakan gibi yüzümüzü dönmeliyiz, sırtımızı değil; hem de "Bahar çarpması"nı göze ala ala:) Parantez içinde saydığınız bilumum bahar çeşitleri damarlarımıza baharat tadı verebilir elbette. İstesek de istemesek de, beynimizdeki Serotonin miktarını yükseltmenin arenası Bahar olunca, bazı kontrol mekanizmalarımızın bay-pas edilebilmesi de olası sayılmalı. Her şeyin uç noktaya doğru tırmanışına çekim gücü olsa da Bahar, tırmanırken sürtünme kayıpları da bir gerçek. Bu durumda aklın yolu ile kalbin yolunu kesiştirmemek baharın doğasına aykırı olsa da, Özü-gür ivmelerde, doğanın sonsuzluğuna alacağı yolun rotası ve durakları öngörülebilse?
Buçuklu yaşamanın “acısı ve hazzı da tarifsiz” olduğundandır belki de güven gereksinimine kilitleyen yol. İrade ve rezistansın (direnme gücü) hazzın doruk noktasında kalmasını sağlar diye düşünüyorsun. Tam da bunu diyecektim; haklısın. Bir çeşit “duygu regülesi” diyebiliriz bu mekanizmaya. İtici güç olan duygu regülasyonu arıza yapmadığı sürece atın ölümü (arpadan değil) “Bahar çarpması”ndan olsun.
""Dağlarına Bahar Gelmiş Memleketimin haberin var mı taş duvar, demir kapı, kör pencere, yastığım, ranzam, zincirim, uğruna ölümlere gidip geldiğim, zulamdaki mahzun resim, haberin var mi? görüşmecim, yeşil soğan göndermiş, karanfil kokuyor cigaram dağlarına bahar gelmiş memleketimin..""""
:))))) ilahi ayşegül:) çok acımasız saldırdın Yoldaş:) Ahmet Arif'e şikayet de ettin beni. Canın sağolsun da, Bahar her yere uğramaz bunu bilmelisin. Bana uğradıysa suç beni mi ki?
Oportünistlerin de kalbi var, şiiri var, sevdası var değil mi. Ha sevda dedim de aklıma geldi, oportünistlerin sevdası soğan tarlalarına uğramaz. burada sana HAK VEİRİYORUM YOLDAŞ:) Ama neylersin ki bam telimize kim dokunursa dokunsun, ses çıkarırız. Hem de kalon Do majörden...
19 Nisan'da Bahar bir başka olacak, "herşey güzel olacak":)
*** Şiirin orta hallisi veya kötüsü için kurallar, ustalıklar bir ölçü olabilir. Ama iyisi, yükseği, harikuladesi aklın kuralını aşar. Onun güzelliğini tam ve sağlam olarak görenler bir şimşeğin ihtişamına benzer bir parıltı görmekle kalırlar. Büyük şiir muhakememizi tatmin etmez, Allah bullak eder. -Montaigne-/Burada
16 yorum:
ne suçu var halbuki değil mi zihni. baharın. zaten, "halbuki aşk, başka ne olsundu hayatın mazereti..." demişti ya biri.
Suçlu bahar tabi ki aglea;
ama böyle suçlar dost başına:)
ne demiş şair zihni Burada:
"Yasal olmayanlar bana,
Yasal dedikleriniz size kalsın."
İsmet Özel öyle demiş:)
"Vardım ki yurdundan ayak götürmüş
Yavru gitmiş ıssız kalmış otağı
Camlar şikest olmuş meyler dökülmüş
Sakiler meclisten çekmiş ayağı
....
Zihni dert elinden her zaman ağlar
Vardım ki bağ ağlar bağıban ağlar
Sümbüller perişan güller kan ağlar
Şeyda bülbül terk edeli bu bağı"
Bayburtlu Zihni(19.yy)
Can Dündar'ın yazısını okumak gelmedi içimden. Ama selamsız da geçemedim...
Beni bekleyen biri var aslında, mevsimi belirsiz!
Nasıl alacağımı bilemediğim bir de yol, uzunca bir yol...
Bavulum yük oluverir birden, hem de henüz boşken!
Ne kadar sürer diye sordurtur değil mi bahar?
Biteceğini bile bile…
Sözcükleri unutur, nefesi ve gözleri konuşturur değil mi bahar?
Mantığın alamayacağı kadar…
Kalbim aklıma yenik düşer, aklım kalbime…
İkisi birbirini acıtırken uçup gidiverir değil mi bahar?
Tadına doyamadan…
Buçuğu tamama erdirmek, yoldan çıkarmak ister değil mi bahar?
Şu gidilecek uzunca yoldan…
Sevgilerimle,
Sevgili Aysema Hocam,
"Zihnilerden" şair olurmuş meğer:))
Bir de çayı ilk bulan adammış.
Vardım ki bağ ağlar bağıban ağlar
Sümbüller perişan güller kan ağlar
Şeyda bülbül terk edeli bu bağı"
Nasıl da bahar kokuyor sözcükler değil mi:)
Teşekkürler efendim.
Baharın asıl öğesi "Tomurcuk" olunca, konuya ilgili olması ve şiirinin bu kadar derin olması kaçınılmaz:)
Sevgili Tomurcuk,
Beni bekleyen biri var aslında, mevsimi belirsiz!
Nasıl alacağımı bilemediğim bir de yol, uzunca bir yol...
Doğal seçilim böyle birşeymiş işte;
üç mevsim kaybolduğunu sandığı bir anda bile, baharı görünce yaşama "merhaba" diyerek ortaya çıkabilmek daha çok Tomurcukların işi …
Bavulum yük oluverir birden, hem de henüz boşken!
Ne kadar sürer diye sordurtur değil mi bahar?
Biteceğini bile bile…
bavulların yükü ağırdır anlıyorum,
Ama yollar her baharda bir döngü içerisinde.
Sözcükleri unutur, nefesi ve gözleri konuşturur değil mi bahar?
Mantığın alamayacağı kadar…
Sen susarsın gözlerin konuşur, koku ve renklerin dilinden mantık anlamaz; anlıyorum.
Kalbim aklıma yenik düşer, aklım kalbime…
İkisi birbirini acıtırken uçup gidiverir değil mi bahar?
Tadına doyamadan…
“Bütün mesele bu ya” demiş filozof (olmak ya da olmamak)
Yukarıda dedim, “her bahar bir döngü içinde”, yeter ki insan, kalbin yoluyla aklın yolunu kesiştirmesin.
Buçuğu tamama erdirmek, yoldan çıkarmak ister değil mi bahar?
Şu gidilecek uzunca yoldan…
Şairin değdi gibi, Baharın karakteri olsa gerek “yoldan çıkarmak” isteği.
Bütün yollar her zaman romaya çıkmayabiliyor!
Sen ki en cilvelisisin mevsimlerin,
afrodizyakların en etkilisi,
sevdanın suç ortağısın.
Buçuklu yaşamak, özürlü yaşamak gibidir bu hayatta. Öğretmen notu gibidir buçuklar, kimi buçuğu bir üstten tüme bağlar, kimi alttan… onu, “koşulların” karakteri belirler daha çok.
Not:Bu güzel şiiri moleküllerine kadar ayırmadan sindiremedim, katkınız için çok teşekkürler.
Sevgili Zihni,
Yorumlarınız için çok teşekkür ederim. Ayrıca şiirin güzellik tecsili konusunda tarafınızdan takdir edilmek beni çok mutlu etti.
Bahara yeniden dönersem; önüne eklenen belirteçlerden (yalancı bahar, ikinci bahar, son/ilk bahar, gülbahar vb.) ne kadar içimize işlediğini anlayabiliriz. Çoğunlukla aşk ile eşlenik bahsedilmesi de bundan olsa gerek :)
Herşeyin uç noktada yaşandığı bir ifadesi yok mu sizce de baharın?
Bu durumda kalbin yolu ile aklın yolunu kesiştirmemek ve bundan kaçmak insanın bahardaki doğasına aykırıdır. Ayrıca bir çelişki gibi gözükse de buçuk yaşamanın acısı da hazzı da tarifsizdir. İrade ve resistans hazzın doruk noktasında uzun süre kalmasını sağlar diye düşünüyorum. Tabii doyum noktasında hüsrana ya da büyük bir mutluluğa dönüşmesi de kaçınılmaz olası iki sondur. Bu da biz insanoğlunu risk almaya yönlendiren en büyük itici güçtür.
Sevgilerimle,
Şiirinizin tescili, markasıdır efendim.
Buradaki mutluluğunuz, ektiğiniz tohumların meyvesidir sadece. Biz aracı olmakla sınırlıyız.
Evet, Bahara adeta günebakan gibi yüzümüzü dönmeliyiz, sırtımızı değil; hem de "Bahar çarpması"nı göze ala ala:)
Parantez içinde saydığınız bilumum bahar çeşitleri damarlarımıza baharat tadı verebilir elbette.
İstesek de istemesek de, beynimizdeki Serotonin miktarını yükseltmenin arenası Bahar olunca, bazı kontrol mekanizmalarımızın bay-pas edilebilmesi de olası sayılmalı.
Her şeyin uç noktaya doğru tırmanışına çekim gücü olsa da Bahar, tırmanırken sürtünme kayıpları da bir gerçek.
Bu durumda aklın yolu ile kalbin yolunu kesiştirmemek baharın doğasına aykırı olsa da, Özü-gür ivmelerde, doğanın sonsuzluğuna alacağı yolun rotası ve durakları öngörülebilse?
Buçuklu yaşamanın “acısı ve hazzı da tarifsiz” olduğundandır belki de güven gereksinimine kilitleyen yol. İrade ve rezistansın (direnme gücü) hazzın doruk noktasında kalmasını sağlar diye düşünüyorsun. Tam da bunu diyecektim; haklısın. Bir çeşit “duygu regülesi” diyebiliriz bu mekanizmaya. İtici güç olan duygu regülasyonu arıza yapmadığı sürece atın ölümü (arpadan değil) “Bahar çarpması”ndan olsun.
zıhnı yoldasın sıtesıne bahar
ugramıs, haberın varmı
yoldas Ahmed Arıf?
oportınıst vıdeolar, sıırler, turkuler sarmıs daglarını memeleketımın,
haberın var mı zıhnı yoldas :DDD
sevgılerrr
""Dağlarına Bahar Gelmiş Memleketimin
haberin var mı taş duvar,
demir kapı, kör pencere,
yastığım, ranzam, zincirim,
uğruna ölümlere gidip geldiğim,
zulamdaki mahzun resim,
haberin var mi?
görüşmecim, yeşil soğan göndermiş,
karanfil kokuyor cigaram
dağlarına bahar gelmiş memleketimin..""""
:)))))
ilahi ayşegül:)
çok acımasız saldırdın Yoldaş:)
Ahmet Arif'e şikayet de ettin beni.
Canın sağolsun da,
Bahar her yere uğramaz bunu bilmelisin.
Bana uğradıysa suç beni mi ki?
Oportünistlerin de kalbi var, şiiri var, sevdası var değil mi.
Ha sevda dedim de aklıma geldi, oportünistlerin sevdası soğan tarlalarına uğramaz. burada sana HAK VEİRİYORUM YOLDAŞ:)
Ama neylersin ki bam telimize kim dokunursa dokunsun, ses çıkarırız. Hem de kalon Do majörden...
ahh ah sen bıraz genc olacaktın,
hem de bekar :D:D:D:D:D
sevoorum senı ıste yoldas.
senı annende ısterdım valla :Pp
Yoldaş beni güldürdüğünden biraz da fazla utandırdın:)
"Çok şirinsin" demeyi untmuştum az önce, şimdi diyorum soğumadan:
ÇOK ŞİRİNSİN:))
19 Nisan'da Bahar bir başka olacak,
"herşey güzel olacak":)
***
Şiirin orta hallisi veya kötüsü için kurallar, ustalıklar bir ölçü olabilir. Ama iyisi, yükseği, harikuladesi aklın kuralını aşar. Onun güzelliğini tam ve sağlam olarak görenler bir şimşeğin ihtişamına benzer bir parıltı görmekle kalırlar.
Büyük şiir muhakememizi tatmin etmez, Allah bullak eder.
-Montaigne-/Burada
"allaK bullak" olacaktı
İzlanda'da faaliyete geçen Eyjafjallajökull yanardağı Avrupa kıtasını felç etmiş.
19 Nisanda Bahar toz bulutuna yenik düşecekmiş. Yanılmışım, herşey güzel olmayacakmış!
Yorum Gönder