Bu şarkının İngilizceden Türkçe’ye çevrilmiş halini bulduğumda şiire benzer yanını göremedim. Birkaç yerini kırpıp bükerek, “şiir diline” çevirmeye çalıştım.
Dans et benimle
güzelliğinin şerefine kızıl bir keman eşliğinde dans et benimle
paniklercesine dans et benimle kendime gelene kadar
beni zeytinyağı gibi kaldır ve benim ev güvercinim ol
benimle aşkına uzansın dansın.
ah tanıklar gittiğinde güzelliğini göster bana
babylonda yaptıkları gibi dans ettiğini hissettir
tüm sınırlarını bildiğim kadar yavaşça göster bana
benimle aşkına uzansın dansın.
düğünde dans et benimle dans et
nazikçe dans et benimle ve uzunca
ikimiz de aşkımızın bazen altındayız bazen de üstünde
benimle aşkına uzansın dansın.
dünyaya gelmek isteyen çocuklar için dans et
perdelere doğru dans et benimle öpücüklerimiz eskisin
sığınak çadırı dik şimdi tüm ipler iğneli olmasına rağmen
benimle aşkına uzansın dansın.
güzelliğinin şerefine kızıl bir keman eşliğinde dans et benimle
paniklercesine dans et benimle kendime gelene kadar
benimle aşkına uzansın dansın.
Leonard cohen
Müziği tartışılmaz kaliteli. Her sanatçının bir de hayata bakış vizyonu vardır.
Kimi para kazanmanın dışında her şeye boş bakar; kimi, ünlenmenin kolaycılığını sonuna kadar yaşamayı önceler;
kimi sanatıyle güzel duygular yaşatmaya çalışırken, politik duruşuyla insan hayatının temel güvencesiyle de ilgilenir, kendi hayatını ve sanatını riske atmayı göze alır….
L. Cohen ise,
Aşk, seks, din, psikolojik depresyon ve müziğin kendisi Cohen’in eserlerinde en çok görülen temalardır. Diğer temalar kadar olmasa da şarkılarında politikaya da rastlanır. Aşk ve cinsellik popüler müziğin ortak konusu olmasına rağmen sanatçının romancı ve şair altyapısı sayesinde Cohen’in işlerinde bu temalar daha karanlık ve derin bir hal alır/Wikipedi.
Hayat serüveninde “her dala sığan adam” profili seziliyor.
1960-70’lerin (modaya uygun) romantik şair ve müzisyeni. Bol para kazandığı zamanlarda rahip olma heveslisi (işi düzgün Musevi). Problemli alacaklarını toplarken mafyavari (bu dedikodu imiş).
Depresyon ve para sıkıntısı çektiği zamanlarda isyankar “Musevi solculuk” (Tower of song şarkısıyla popüler). Artık yaşlanıyor ve vijdanı dünyalığın üstüne ağır basmaya başladığında dünya turu ve yeni bir
11 yorum:
Leonard Cohen benim en sevdiğim sanatçılardan...biraz depresif ama olsun, ben yine de seviyorum. Tammo dayanamıyor dinlemeye mesela.
elbette müzisyen inceliğinizle, dünyanın en güzel şarkısını seçmişsiniz zihni:)
ama konu ne zaman cohen olsa. nasıl da yaşlandığı geliyor aklıma ve korkuyorum...
Açalya,
Sen seviyorsun bu müziği, Tammo seviyor,
geriye ne kalıyor?
Tammo ile bu müzik eşliğinde dans etmek;
eminim ıskalamamışsınızdır:))
aglea,
evet haklısın, "dünyanın en güzel şarkısını seçtim".
Çünkü, hocam dünyanın en güzel müzikal ruhuna sahip:)
aman ne sevmesi, hiç sevemedi adamı...dansetmek? Tammo'yla? şaka yapıyorsun değil mi? hahahaha
"Tammo dayanamaz" derken "sever" anlamını çıkarmaya koşullanmışım.
nerden çıkardıysam bu anlmaı:)
Tammo büyük olasılıkla siyasal sosyal duruşunu sevmemiştir bu adamın?
Ama bir erkek sırrı vereyim, O'nu dansa kaldırmayı başarabilirsen, eminim sevecektir. En azından melodisini sevecektir benim gibi.
Mühendis duygusu sayısal olur bilirim ama... bence bir denemeye değer. Çünkü, Mühendislerin de kalbi ve romantizmi olduğunu tahmin ediyorum:)
asıl ben, çok teşekkür ederim.
müzik konusunda biraz dinleyici olmakdan başka bir yeteneğim de yok zaten:)
Müzik önce kulak ve ruh işi sevgili aglea, bunu bilirsin. Kulaktan kalbe giden yol son stil asvalt ise, müziğin asıl alt yapısı kurulmuştur demek. Sonrasında ellere inen kısmı "zaman+tekrar"dan başka birşey değil.
"renkler ve seler tatışılmaz" dense de, dinlemeye değer müziklerin insan davranışları üzerinde bıraktığı etkiler müzik kalitesini belirliyor.
Küçük bir çekiç ile nasıl ki kaya parçalanabiliyorsa (vurma tekrarına bağlı olarak),
uzun süre dinletme kalitesine sahip müzikler de öyle insan üzerinde değişimi gerçekleştirebilir.
Konumuz müzk ya, çok laf söyleme er meydanı oldu burası:)
adamın siyasi ve sosyal duruşuyla bir alıp veremediği yok Tammo'nun, pek de umrunda olmadı zaten, biz çok politize bir milletiz, doğal olarak...ağzımıza sıçtılar 50 yılda. Tammo'nun her sağduyulu batılı insan kadar politik duruşu, adamların politika, sağ sol çekişmeleri bizim kadar yoğun değil, umurlarında da değil...yine de apolitik bir insan imajı vermiyeyim o da yanlış olur. Velhasıl, müziğinin depresifliğini sevemedi :o)
Bizim poitize yapımızın aynısını (daha fazlsını) Tammo'nun ataları 200 yıl önce yaşadıkları için, Tammo'nun bu algısının bizden daha durağan noktada olması doğaldır.
Bizim tembel atalarımız toprak fetihlerine koşacaklarına, teknoloji peşine koşsalardı, bizde de politika bir amaç gibi değil, bir araç gibi görülürdü.
işte demek istediğime tercüman oldun Zihni abi
Yorum Gönder