Paco Cepero/Marina
Güneyde yaşamak güzel de, doğu-m ölüm kusarsa, tatlı yerken genzinize acı kaçabilir!
Ispanyol Bask'lıları, doğudaki Kürtlerin çoğu kadar "ikinciliğe" itilmemiş. Bask'lılar, orta burjuvazinin milliyetçi örgütlenmesiyle özerklik kazanmışlar. Dünyanın sonu olmamış.
"Kaderini sen tayin edemedin, bırak kendisi tayin etsin" demiş sol duyu.
Sonra da hep birlikte, Paco Cepero'dan Agua Marina'yı dinlemişler.
Egemen milliyetçilik özünde, "millet sevgisi" yerine öfkeye, kuruntuya, korkuya, nefrete ve silah tutkunluğuna dayandığı belli.
Çoğunluk içindeki azınlığı milliyetçiliğe iten nedenler ise-genellikle- ilgisizlik ve horgörü olur.
Bir ucu zora dayanarak verilen bayatlamış haklar, alanı verene karşı minnettar yapmaz, onların gönlünde sevgi tomurcuğu üretmez. Vereni eskisinden daha da zora sokar. Kaynaklar silaha, kanlar dereye akıtılır.
Ancak,
Bütünlüğe direnen azınlıkların, kendini kurtarmak ile senarist finansörlerin piyonu olmak arasındaki farkı bilmediklerinde, emeklerinin karşılığını asla alamazlar. Aslanın payını kurtlar kapar. "Kurtlar bulanık havayı sever".
Sendikal alanda da, Kürt sonunda da durum böyle.
HAK öfkenin düellosundaki bilek güreşinde değil, sevgi ve sorumluluk terazisinde tartılırsa, baruta gidecek finans,
doğu ve ortanadolulu garibanların cüzdanında, güney ve kuzeyimizdeki tatil bölgelerine gider.
"Hak verilmez alınır" önermesini büyük olasılıkla K.Marks yaratmıştır.
O'nu sevmeyen yanıltmalıdır, yanıltamayanlar bileğini öpmeli....
Güneyde yaşamak güzel de, doğu-m ölüm kusarsa, tatlı yerken genzinize acı kaçabilir!
Ispanyol Bask'lıları, doğudaki Kürtlerin çoğu kadar "ikinciliğe" itilmemiş. Bask'lılar, orta burjuvazinin milliyetçi örgütlenmesiyle özerklik kazanmışlar. Dünyanın sonu olmamış.
"Kaderini sen tayin edemedin, bırak kendisi tayin etsin" demiş sol duyu.
Sonra da hep birlikte, Paco Cepero'dan Agua Marina'yı dinlemişler.
Egemen milliyetçilik özünde, "millet sevgisi" yerine öfkeye, kuruntuya, korkuya, nefrete ve silah tutkunluğuna dayandığı belli.
Çoğunluk içindeki azınlığı milliyetçiliğe iten nedenler ise-genellikle- ilgisizlik ve horgörü olur.
Bir ucu zora dayanarak verilen bayatlamış haklar, alanı verene karşı minnettar yapmaz, onların gönlünde sevgi tomurcuğu üretmez. Vereni eskisinden daha da zora sokar. Kaynaklar silaha, kanlar dereye akıtılır.
Ancak,
Bütünlüğe direnen azınlıkların, kendini kurtarmak ile senarist finansörlerin piyonu olmak arasındaki farkı bilmediklerinde, emeklerinin karşılığını asla alamazlar. Aslanın payını kurtlar kapar. "Kurtlar bulanık havayı sever".
Sendikal alanda da, Kürt sonunda da durum böyle.
HAK öfkenin düellosundaki bilek güreşinde değil, sevgi ve sorumluluk terazisinde tartılırsa, baruta gidecek finans,
doğu ve ortanadolulu garibanların cüzdanında, güney ve kuzeyimizdeki tatil bölgelerine gider.
"Hak verilmez alınır" önermesini büyük olasılıkla K.Marks yaratmıştır.
O'nu sevmeyen yanıltmalıdır, yanıltamayanlar bileğini öpmeli....
6 yorum:
Her şeye rağmen...ZİHNİ YOLDAŞ!!
Biz İlerici Devrimci Gençler, tüm çocukların, sınıfsız bir toplumun, sosyalizmin bilinçli inşacıları olarak eğitileceği günleri düşlüyoruz.
Düşlerimizin gerçekleşmesi için, devrimci mücadelemizi yükseltiyoruz ve hep yükselteceğiz !
Bizim yolumuz, bizi kurtaracak olan, çağımızın tek devrimci sınıfı,işçi sınıfının Savaş Yolu'dur !
Sevgilerrr xoxo
Sevgili AYŞEGÜL YOLDAŞ,
büyük harflerle yazılan kelimeler yalnızca "yüksek ses" değil, bizde aynı zamanda "yüksek sevgi" anlamına da gelir. Bunu bildiğin için öyle yazdığını düşünüyorum:)
Liberal operasyonun dünyaya ilk start verdiği yılların gençliği olarak mücadele ettik ama başaramıdık. Bu nedenle bizim nesilden bir halt olmadı, hiç olmazsa siz liberal felaketlerin canlı tanığı olarak ve insanların bundan yüksek kalitede hayata layık olabileceğine ikna etmek gerektiğini biliyorsun.
Herşeye rağmen, birinci vazifen insanlık geleceğini "ilelebet müdafa ve muhafaza etmek olacaktır". Muhtaç olduğun asil duruş ve cesaret, bilim yolunda edindiğin enerjide saklıdır. İlk hedefin, en yakınındaki muhtaçlara ışık tutmak olsun. Bir gün bütün dünyanın aynı ışık "lümen"nde aydınlanması umuduyla
sevgiler...
Zihni Abi çok uzun zamandır gelemedim sormadım hatrını yeri değildir belki burası da ama bulduğum ilk fırsat ve aklımdaydın:)
Nasılsın
Sevgili Ba(l)cı,
O malum uzun zamanın tarihini attım:) bir "kopyala yapıştır" hatasından dolayı seni orada çok kısa bir süreliğine "yok sayamak" gibi sarsıntı yaşadım ve anında düzelttim. (senaryo kuruyorsun deme ha:)
o zaman bu zaman olsa gerek.
Küslüğünün (haklı olarak) kırılma noktasının da burada tetiklendiğini biliyorum. Ve daha geriye doğru birkaç haklı nedeninin daha olduğunu da, bu küsülmeyi hak ettimi de!.. neyse ki yine büyüklük sende kaldı ve ününe yakışır bir hamle daha yaptın, beni bir kez daha mahcup ettin, sevgili Bacım:)
daha uzun yazabilirdim de.... sonra.
Ben çok seviyorum seni be Zihni abi çok fena oldum..........Zaten ağlamaklıyım bugün.
afedersin!
Yorum Gönder