13.5.18

anne mi eş mi?

Önce "eş mi, anne mi?" diye sorarlar,
elmalarla armutlar toplanır mı hiç!
Diyelim ki matematik çıldırdı anlağınızda,
yürekler tuzak soruyla kaplanır mı hiç!
"Önce eş mi, anne mi?" diye sorsunlar.
Ben açarım köşeli köşk parantezimi,
"sevgili" çarpanını koyarım sol yanıma.
Biri benim annem olur, diğeri çocuklarımın
/zihni örer/

10.5.18

hangisi öküze benzedi

hangisi öküze benzedi

Kurnazlığın zekayı bozduğu bir ülke/toplum düşünün

İmam ile öğretmen, rakip partilerden Cumhurbaşkanlığına aday olur. Rekabet kızışır. Seçmenin ilgisini çekebilecek ne varsa ortaya dökmeye çalışırlar. Doğal olarak her aday bildikleriyle seçmenin nabzına hitap eder.

İmam, cennetten cehennemden, sevaptan, günahtan... falan söz ederken, öğretmenden daha önemli şeyler söylediğini iddia eder.

Öğretmen de buna karşılık, bu dünyadan, bilginin öneminden, quantumdan, meşru kazançtan, yaşamın zorluklarından, adaletten, işsizlikten, üretimden... falan söz eder.

Propagandanın son günü imam işi sağlama almak için öğretmene haber gönderir. Halkın huzuruna birlikte çıkmayı, hatta halkın hakemliğinde imtihan olmayı önerir.
Mesela der, her ikimiz de tahtaya "öküz" yazacağız, sonra da cemaate danışacağız; cemaat kiminkini onaylarsa, diğeri adaylıktan gönüllü çekilsin.

Öğretmen bu teklifin konusunu gülünç bulsa da, aksi propagandaya fırsat vermemek için kabul eder.
Okuldan bir kara tahta, bir kaç renkli tebeşir getirtir, tahtayı meydanlığa dikerler. Halk toplanır.

İmam, "yaz bakalım öğretmen efendi" der kinayeli ses tonuyla.

Öğretmen renkli tebeşirlerle süsleyerek, resimdeki gibi, gölgeli, yazım tekniğine uygun "öküz" yazar. Bu iş 5 dakika gibi bir zaman alır.

Sonra imam tahtanın başına geçer, toplam 20 sn.de bir öküz kafası çizer. Sonra cemaate dönerek yüksek ses tonuyla sorar,

EY CEMAAT-İ MÜSLİMİİN, ikimiz de buraya öküz yazdık, BAKIN BAKALIM, HANGİSİ ÖKÜZE BENZEDİ?

Okur yazarlığı olmayan halk ne desin?